İhbar Öneli Önlenemez

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17.maddesi uyarınca: “Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. İş sözleşmeleri;

  1. a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
  2. b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
  3. c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
  4. d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, Feshedilmiş sayılır.

Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.” Bu sürelerin bölünmesi mümkün değildir! 

Bir diğer deyişle işveren ihbar önelinin bir kısmında işçiyi çalıştırıp kalan süreye göre ihbar hesaplaması yapamaz. İşçinin üç yılı aşan süre ile çalıştığı işyerinde ihbar önelinin iki haftasında çalıştırılıp kalan altı haftasına ilişkin tazminatının ödendiği bir örnekte,işçi ihbar önelinde iki hafta çalışmışsa da, tüm ihbar süresine denk düşen sekiz haftalık süreye ilişkin ihbar tazminatının tamamına hak kazanır.

Konuya ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2014/3699 E. Sayılı Kararında da isabetle belirtildiği üzere: “Somut olayda dosya içeriğine göre … davacıya tanınması gereken ihbar öneli 8 haftadır. Fakat işverence … davacı işçiye sadece 31 gün ihbar öneli tanındığı anlaşılmaktadır. Bu halde işverence usulüne uygun ihbar öneli tanındığı kabul edilemez. Bu durumda ihbar öneli hiç kullanılmamış gibi önele ait ücretin tamamının ödenmesi gerekir. Mahkemece, ihbar önelinin bölünmezliği kuralı göz ardı edilerek davacının 8 hafta karşılığı ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerekirken davacıya 31 gün ihbar öneli tanındığından bahisle bakiye 25 gün ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

 

 

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17.maddesi uyarınca: “Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. İş sözleşmeleri;

  1. a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
  2. b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
  3. c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
  4. d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, Feshedilmiş sayılır.

Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.” Bu sürelerin bölünmesi mümkün değildir! 

Bir diğer deyişle işveren ihbar önelinin bir kısmında işçiyi çalıştırıp kalan süreye göre ihbar hesaplaması yapamaz. İşçinin üç yılı aşan süre ile çalıştığı işyerinde ihbar önelinin iki haftasında çalıştırılıp kalan altı haftasına ilişkin tazminatının ödendiği bir örnekte,işçi ihbar önelinde iki hafta çalışmışsa da, tüm ihbar süresine denk düşen sekiz haftalık süreye ilişkin ihbar tazminatının tamamına hak kazanır.

Konuya ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2014/3699 E. Sayılı Kararında da isabetle belirtildiği üzere: “Somut olayda dosya içeriğine göre … davacıya tanınması gereken ihbar öneli 8 haftadır. Fakat işverence … davacı işçiye sadece 31 gün ihbar öneli tanındığı anlaşılmaktadır. Bu halde işverence usulüne uygun ihbar öneli tanındığı kabul edilemez. Bu durumda ihbar öneli hiç kullanılmamış gibi önele ait ücretin tamamının ödenmesi gerekir. Mahkemece, ihbar önelinin bölünmezliği kuralı göz ardı edilerek davacının 8 hafta karşılığı ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerekirken davacıya 31 gün ihbar öneli tanındığından bahisle bakiye 25 gün ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”