Anonim şirketlerde pay sahiplerine kar payı dağıtılmaması, pay sahiplerinin şirketten beklediği menfaati elde etmemesine sebep olmaktadır. Bu aşamada şirketin Genel Kurul’unda “kar payının dağıtılmaması” şeklinde verilen kararların şirketin ekonomik durumu ile örtüşür mahiyette olmaması halinde alınan kararın hukuka aykırılığı gündeme gelebilecektir. Nitekim yasal düzenlemeler uyarınca, anonim şirket nihayetinde kar elde etme amacı ile hareket etmektedir ve pay sahibi için “kar payı” vazgeçilemez bir haktır.
Her ticaret şirketi gibi anonim şirketin nihai amacı da kar elde etmektir ve bunu dağıtmaktır. Bununla beraber, anonim şirketin kar elde etme ve dağıtma nihai amacından doğan pay sahibinin kar payı hakkı da bir vazgeçilmez haktır. Bu kapsamda, Yargıtay kararlarında ifade edildiği üzere “anonim şirketin pay sahiplerine dağıtılabilecek karı bulunuyorken iyiniyet kurallarına aykırı olacak şekilde uzunca bir süre dağıtılmaması ya da yetersiz dağıtılması halinde pay sahibi bu hakkını mahkeme aracılığıyla talep edebilecektir.”
Anonim şirket kanunen yasak olmayan her türlü iktisadi maksat ve konular için kurulur” (TTK’nın 271) ve kâr elde etmek ve paylaştırmak nihai amacını elde etmek hedefine yönelir ve bu yolda çaba harcar. Ortaklığın bütün organları bu nihai amaca uygun kararlar almak zorundadır. İşte, şirketin kâr elde etmek ve dağıtmak nihai amacından doğan kar payı, bir vazgeçilmez haktır. (TTK 385). (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu-Ortaklıklar ve Koop. Hukuku 8.bası s.487)
Bu kapsamda ortaklığın hiç kar payı dağıtmaması yasaya aykırı olduğu söylenmelidir.
Şirketin nihai amacının kar elde edip ortaklara dağıtması esas olmakla birlikte anasözleşmeye konulacak hükümler yanında kanunda gösterilen nedenler bu genel ilkenin istisnalarını oluşturmaktadır. Bu istisnaların en önemlisi ve uygulamada da sıkça görülen 6762 sayılı TTK’nın 469/2. maddesindeki düzenlemedir. Anılan düzenleme ile, şirketin devamlı inkişafı ve mümkün mertebe istikrarlı kâr dağıtımını temin bakımından anasözleşmede zikredilenlerden başka yedek akçeler ayrılmasına şirket genel kurulunca karar verilebilir. Ancak , 6762 sayılı TTK’nın 385. maddesinde düzenlenen müktesep hak olan kar payı hakkı ile bu hakkın istisnasını oluşturan anılan Yasa’nın 469/2. fıkrası arasındaki dengenin kurulması da gereklidir. Anasözleşmede ihtiyari ve kanuni yedek akçelerin ayrılmasından sonra kalan safi karın bir kısmının dağıtılmamasına ve olağanüstü yedek akçeye ayrılması mümkün ve bu konudaki genel kurul kararının anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılığı sözkonusu olmamakla birlikte, tamamının yedek akçeye ayrılması TTK’nın 469/2. maddesinin istisna hükmü olduğu gözetildiğinde; TTK’nın 385. maddesinde düzenlenen müktesep hakkın ihlal edilmediğini kanıt yükünün şirkette olması sonucunu doğuracaktır. Ancak, şirketin kar payının sürekli olarak dağıtılmamasını gerektirir durumun ne olduğu somut olarak açıklanmadığı durumda, kar payının dağıtılmamasına ilişkin alınan genel kurul kararının yasa, anasözleşme ve özellikle iyiniyet kuralları ile bağdaştığını kabul etmek mümkün değildir.
Kar payının dağıtımı konusu Genel Kurul’un devredilemez görev ve yetkileri arasındadır.(TTK md.408/2) Yönetim kurulunun hazırlayacağı kar dağıtım önerisinin Genel Kurul’da görüşülmesi ile kar dağıtımı konusunda olumlu/olumsuz karar alınacaktır ve nihayetinde Yönetim Kurulu da Genel Kurulda alınan kararı uygulayacaktır.
6102 sayılı TTK md. 507 hükmünde pay sahibinin kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılan net dönem karına payı oranında katılma hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Yine TTK 509/2 düzenlemesi ile kar payının ancak net dönem karından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabileceği düzenlenmiştir. Net dönem karı, yıllık bilançoya göre belirlenmiş yıllık kardan geçmiş yıllara ait zararların ve AŞ’nin ödemekle yükümlü olduğu vergilerle mali yükümlülüklerin düşmesinden sonra kalan tutarı ifade etmektedir. (Tekinalp, Ortaklıklar Hukuku I, B.13 İstanbul 2014, N.902)
Şirketin yedek akçesi ise, genel kanuni yedek akçelerin, sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşan kısmı (TTK 519/3), belirli bir amaca tahsis edilmeden, esas sözleşme gereği ayrılan yedek akçeler (TTK. 521) ve genel kurulca ayrılmasına karar verilen (TTK. 523/2) yedek akçelerdir. (Gürbüz Usluel, Anonim Şirketlerde Pay Sahibinin Kar Payı Alma Hakkı, Ankara, 2016, s.15-16)
Kar payının muacceliyet tarihi ise kural olarak genel kurulun kar dağıtımı için belirlediği gündür. Bununla birlikte genel kurul kar dağıtım kararı almış, ancak dağıtım günün belirlememiş ise, söz konusu alacak genel kurul kararıyla muaccel hale gelecektir. (Tekinalp, b.9 n.914 (a))